Altına endeksli kripto para nedir? Avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Okuma Süresi: 7 Dakika
Doviz.com
28.08.2023 22:24

Altın, tarih boyunca yüksek enflasyon ve jeopolitik gerilim söz konusu olduğunda, yatırımcılar için riskten korunmanın alternatif bir yolu olarak görülmüştür. 

Güvenli liman özelliğiyle altına olan talep ise teknolojinin gelişmesiyle farklı boyutlar kazanmıştır. Buna göre yatırımcılar ilk olarak altını fiziki olarak elde etmiş ardından altın yatırım fonları üzerinden de değerli metale yatırım yapmaya başlamıştır. 

Öte yandan kripto paraların hayatımıza girmesiyle altın yatırımında da farklı bir boyuta geçilmiştir. Buna göre, altın ile desteklenen kripto para birimleri, altın standardının modern evrimi olarak görülmüştür. Bu ayrıca bir kripto para biriminin değerinin doğrudan fiziksel değerli metallere bağlı olduğu bir para sistemine işaret etmektedir.

Bu sistem aracılığıyla çıkarılan dijital paralar ya da tokenlar, bağlı oldukları fiziksel varlıklarla yani altın veya gümüş ile doğrudan ilişkilidir. Bu durum ise içsel değeri olmayan ve yüksek fiyat oynaklığına sahip diğer dijital varlıklara kıyasla bu kripto paraların daha istikrarlı bir yapısının olmasını sağlamaktadır. Ancak bu sistemin avantajlarının yanında bazı riskleri de bulunmaktadır. 

Bu sebeple yazımızın devamında, “Altına endeksli kripto para nedir?, Altına endeksli kripto para birimlerinin avantajları ve dezavantajları nelerdir?” gibi başlıkları inceleyeceğiz.

Altına endeksli kripto para nedir?

Altına endeksli kripto para birimleri, kullanıcıların fiziksel saklama konusunda endişelenmelerine gerek kalmadan altın satın almalarına, takas etmelerine olanak tanıyan bir dijital varlık sınıfıdır.

Buna göre, altına endeksli kripto para birimleri, altın ile ilgili taşıma, transfer edilebilirlik ve likidite azlığı ile ilgili sorunları ortadan kaldırmaktadır.

İLGİLİ MAKALE Yatırım için hangi altın alınmalı?: Altın yatırımında dikkat edilecek unsurlar Yatırım için hangi altın alınmalı?: Altın yatırımındaki dikkat edilecek unsurlar

Bu özelliğiyle altına endeksli kripto para birimlerinin geleneksel finans piyasalarındaki altın ETF’lerine benzerlik gösterdiği söylenebilmektedir.

Ancak, altına endeksli kripto para birimlerini tam olarak anlamak için bu sistemin tarihteki ilk örneklerine bakmak daha faydalı olacaktır. 

Buna göre bir varlığın değerinin altına endekslenmesi tarihte ilk olarak Altın standardıyla yaygınlık kazanmıştır. Altın standardı ise ilk olarak 1821 yılında Birleşik Krallık tarafından uygulamaya konulmuş, artan küreselleşme sırasında istikrar sağlamayı hedeflemiştir. Bu sistem ile bir ülkenin para birimini altın rezervlerine bağlamak ise ticaretin her zaman fazla vermesini sağlamanın bir yolu olarak görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri de 1879'da aynı şeyi yaparak, 1933'e kadar ABD dolarını altınla desteklemiştir.

Ancak bu durum, Birinci Dünya Savaşı ve 1930'lardaki Büyük Buhran'dan sonra insanların altın stoklamaya başlamasıyla değişim göstermiştir. Böylelikle hükümetler, kaynakları sadece fiziksel rezervlerine dayanarak toplamanın zor olduğunu fark etmiş ve para birimlerini altın ve gümüşten ayrıştırarak, altın standardını terk etmiştir. 

İLGİLİ MAKALE Altın Standardı nedir?: Neden terk edilmiştir? Altın Standardı nedir?: Neden terk edilmiştir?

Altın standardının günümüze uyarlanması

ABD, 1971'de altın standardını bırakmış olsa da, parayı değerli bir fiziksel varlığa bağlamak sağlam bir finansal strateji olmaya devam etmiştir. Günümüzde altınla desteklenen kripto paralar da altın standardının modern bir yorumu olarak görülmektedir.

Öte yandan, merkez bankaları itibari parayı temsil edecek dijital para birimleriyle aynı yolu izledikçe, kağıt para yerine dijitale yönelim de hızlanmıştır. Bu ise altın ve gümüşe dönüşü, küresel dijitalleşme ile daha da teşvik eder hale getirmiştir. Buna göre altını blok zincirine koymanın onun değerini dünya çapında daha da artırıcı bir varlığa dönüştürdüğü düşünülmektedir. Bu da yatırımcıların hem altın standardı sisteminin istikrarından hem de blok zincirinin kolaylık ve fırsatlarından faydalanabileceği anlamına gelmektedir.

Buna göre altına endeksli kripto paralar, altın sahiplerine daha modern, akışkan bir varlıktan beklenen kullanım kolaylığı ile değerli metallerin güvenilirlik özelliğini bir arada sunabilmektedir.

Ancak, diğer her alanda olduğu gibi, altına dayalı kripto paralara yatırım yapmanın da bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. 

İşte bu avantaj ve dezavantajlardan öne çıkanlar:

Altına endeksli kripto para birimlerinin avantajları nelerdir? 

Altın endeksli kripto para birimlerinin çoğu Ethereum ağında ERC-20 token’ı olarak geliştirilmiştir. Bu nedenle bir borsaya erişimi olan kullanıcılar, istedikleri zaman altına endeksli kripto para birimlerini kolayca alıp satabilmektedir.

Altın endeksli kripto para birimlerinin diğer bir avantajı ise bölünebilmeleri ve parçalara ayrılabilmeleridir. Yani yatırımcılar bu yolu kullanarak daha küçük miktarlarda altın alımı yapabilmektedir.

Altına sabitlenmiş token’lar ayrıca fiziksel altının aksine, kripto para birimleriyle yaygın olarak ilişkilendirilen bazı başka avantajlara da sahiptir. Bunların başında ise kolayca depolanması ve transfer edilebilmesi gelmektedir.

İşte altına endeksli kripto para birimlerinin 5 temel avantajı:

1. İstikrarlı bir seçenektir

Altına endeksli dijital para birimleri, benzerlerine kıyasla daha yüksek bir piyasa istikrarına sahiptir. Bunun nedeni, büyük ölçüde en istikrarlı piyasalardan biri olan mevcut altın fiyatına içsel olarak bağlı olmasıdır. 

Tarihsel olarak, herkesin değerli metallere sahip olmak istemesi ise bu dijital para birimlerinin benzerlerine kıyasla daha istikrarlı kalmasına destek olmaktadır.

2. Piyasayı anlamak daha kolaydır

Fiziki altının istikrarlı yapısına bağlı olarak, altına endeksli dijital paraların fiyat dalgalanmalarını bir bütün olarak anlamak da daha kolaydır. Buna göre, Bitcoin ve diğer kripto token’ların piyasa değişimlerinin çoğunu genellikle bir sebebe bağlamak daha zordur. Bu ise varlık fiyatlarında yaşanabilecek düşüş ve yükselişlerin boyutunun da yüksek olmasına yol açmaktadır. Ancak altına endeksli kripto paralarda genellikle yatırımcılar günlük altın piyasasına bakarak; trendleri, değişiklikleri ve tahminleri görebilmektedir.

3. Kripto paranın saklanması kolaydır

Altın yatırımının en önemli dezavantajlarından biri saklama koşullarının riskli ve pahalı olmasıdır. Buna göre, bir kasaya sahip olmayan bireylerin büyük miktarlarda altın depolaması kolay değildir. Dijitalleştirilmiş altın ise yatırımcıların depolama konusunda endişelenmeden ticaret, yatırım ve harcama için altının değerinden yararlanılmasına olanak tanımaktadır. Bu ise bir ticari varlık olarak kullanmak için daha düşük ücretler anlamına gelerek, daha fazla kar anlamına gelmektedir.

4. Blok zinciri ticaret uygulamalarına erişilebilir

Altını dijital varlıklara dönüştürmek, sahiplerinin blok zinciri ticaret platformlarından ve bunların avantajlarından da yararlanmasına yol açmaktadır. Bu platformlar, güvenlik düzenlemelerinin yanı sıra kolay ticaret, sıkı güvenlik kimlik bilgileri ve blok zincirinin şeffaflığını sunarak, geleneksel sistemdeki pek çok eksikliği gidermektedir. Böylelikle yatırımcılar altının güvenli liman özelliğinden faydalanırken, teknolojinin getirdiği fırsatlara da sahip olmaktadır.

5. Merkez bankacılarından ve dolayısıyla bankalardan kaçınılır

Blok zincir ticaret yöntemleri sayesinde yatırımcılar bir bankaya gitmek zorunda kalmadan değer transferi yapabilmektedir. Bu ise daha hızlı, daha erişilebilir ve küresel olarak para ticareti yapıldığında meydana gelebilecek dalgalanmalardan kaçınılmasına olanak tanır.

Altına endeksli kripto paraların dezavantajları

Dijitalleştirilmiş değerli metaller, fiat veya geleneksel fiziksel külçe varlıklara kıyasla tipik olarak farklılık göstermektedir. Yine de çoğu durumda, kripto veya değerli metallerin halihazırda sunduklarından oldukça farklı bir avantaj sunamamaktadır.

Altına endeksli kripto para birimleri türev ürünü olmaları nedeniyle bazı riskler de taşımaktadır. Bunlardan ilki, yatırımcıların token’ların sabitlendiği altın üzerinde doğrudan mülkiyete sahip olmamasıdır. 

Ayrıca altına endeksli kripto para projeleri, fiziksel altının depolayan merkezi hizmet sağlayıcılara güvenmektedir. Bu da hizmet sağlayıcılarda oluşabilecek bir sorunun fiyatlara yansımasına sebep olacak diğer bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu yatırımın bir diğer dezavantajı ise altına endeksli kripto para birimlerinin birçoğunun ERC-20 tabanlı token’lar olmasından dolayı token’ın her alım - satım veya transfer işleminin yüksek gas ücretlerine yol açabilmesidir.

Altın endeksli token’ların belki de yatırımcılar için en önemli dezavantajı ise geleneksel finans sisteminde bulunan altın sözleşmeleri (CFD’ler) ile karşılaştırıldığında, altın endeksli kripto para birimlerinin likiditesinin oldukça düşük olmasıdır.

Bu token’ların CFD’lerden bir diğer farkı da akıllı sözleşmelerin saldırılara karşı daha fazla risk altında olmasıdır.

Özetle bu varlıkların dikkate alınması gereken 5 dezavantajı şöyle listelenmektedir:

1. Verim eksikliği

Altınla desteklenen dijital paraların büyük çoğunluğunda getiri eksikliği ve dolayısıyla sınırlı kazanç durumu vardır. Bu da hisse senetleri ve tahviller gibi diğer varlıkların yatırımcılar için daha cazip görünmesine yol açmaktadır.

Günümüzde, uzun vadeli sermaye tutma ile ilişkili enflasyonist riskler konusunda kamuoyunda artan bir farkındalık bulunmaktadır. Bu da yatırımcıların bilinçli olarak en yüksek kazanç potansiyeline sahip varlıkları aradıkları anlamına gelmekte ve negatif faiz oranları normalleştikçe, insanlar paralarını bir bankada saklamak için fazladan harcama yapmayı gerektirmeyecek bir çözüm arayışına girmektedir.

2. Gresham Yasası

Bir başka engel de Gresham Kanunu olarak bilinen kavramdır. Bu kavrama göre, kötü para iyi parayı her zaman kovmaktadır. Pratikte ise bu, insanların altın ve gümüşlerini (iyi para) ellerinde tuttukları ve kağıt fiat (kötü para) harcadıkları anlamına gelmektedir. Bu, dijitalleşmenin bir sonucu olarak artan likidite sonucunu ortaya çıkarmaktadır.

3. Düzenleme

Kripto para birimleri vergi yasalarından ve hükümetlerin ve diğer yargı alanlarının kısıtlamalarından etkilenebilmektedir.

Düzenlemelerin değişme ve gelişme gösterme riski ise yatırımcıların bazı belirsizlikler ile karşı karşıya olduğuna işaret etmektedir. 

Öte yandan kural koyucular, kripto paraları menkul kıymet, emtia veya diğer varlıklar olarak değerlendirebilir ve bu da vergi yükümlülükleri doğurabilir.

4. Siber güvenlik riskleri

Altınlar genellikle bankalarda ya da güvenli yerlerde saklandıkları için fiziksel altının çalınma riski, doğru bir yerde muhafaza edildiği sürece çok yoktur. Bununla birlikte, kripto para birimine yatırım yapmanın siber güvenlik riskleri de vardır. 

Bu sebeple yatırımcılar, hileli işlem platformlarından kaçınmak için dikkatli olmalıdır. Çünkü bu, hesaplarının tehlikeye girmesine ya da bilgisayar korsanlarının ve kimlik avı saldırılarının kurbanı olmalarına neden olabilmektedir.

5.Güven sorunları

Altın destekli kripto, fiziksel altının değerine dayandığından, altının güvenli olmayan bir yerde depolanması riski vardır. 

Fiziki altını işleyen taraflar güvenilir değilse, altın destekli kripto para birimi tehlikeye girebilir. Ayrıca, kripto para birimini destekleyen altın rezervleri sigortalı değilse, herhangi bir fiziksel kayıp yatırımcıları doğrudan etkileyecektir.

İlgili Makaleler

REKLAMI KAPAT X