
Dijitalleşmeyle birlikte fiziksel paranın kullanım oranının düşmesi birçok ülkenin nakit üretiminde maliyet-fayda dengesini yeniden değerlendirmesine yol açtı. Son olarak ABD Hazine Bakanlığı ekonomik açıdan verimsiz hâle gelen 1 sentlik madeni paranın basımını durdurma kararı aldı. Türkiye’de de benzer şekilde özellikle 1 TL’nin altındaki madeni paraların basımı 2025 yılının başından bu yana büyük ölçüde askıya alındı.
Bu çerçevede bu yazıda, Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan kararın gerekçelerinden hareketle Türkiye’de madeni para üretiminin güncel durumunu analiz edecek; ekonomik etkileri, dijitalleşmenin şekillendirdiği para politikaları ve geleceğe yönelik öngörüleri kapsamlı bir şekilde ele alacağız.
Madeni paraların tarihsel yolculuğu
Paranın fiziksel formu tarih boyunca hem ekonomik sistemlerin hem de günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuştur. İlk madeni paralar, M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu’da Lidyalılar tarafından altın-gümüş karışımı elektrondan basılmış ve bu yenilik kısa sürede tüm medeniyetlere yayılmıştır. Zamanla değerli metaller yerini daha düşük maliyetli alaşımlara bırakırken madeni paralar devletlerin egemenliğinin ve ekonomik gücünün bir göstergesi hâline gelmiştir.
Sanayi Devrimi’nden itibaren ise madeni paralar, mikro ödemelerden kamusal güvenin tesisi gibi çeşitli amaçlarla kullanılmaya devam etmiştir. Ancak, 21. yüzyılda dijitalleşmenin hız kazanması ve üretim maliyetlerinin artmasıyla birlikte, bu tarihsel araçların işlevi ve sürdürülebilirliği yeniden tartışma konusu haline gelmiştir.
Ekonomik açıdan değersizleşen para birimleri
Nominal değeri düşük olan madeni paraların üretimi, ekonomik açıdan sorgulanabilir bir noktaya ulaşmıştır. Üretim ve lojistik giderleri dikkate alındığında, bu paraların maliyetinin çoğu zaman kendi değerini aştığı görülmüştür.
Benzer problemler farklı coğrafyalarda da kendini göstermiş ve ülkelerin bu doğrultuda benzer adımlar attığı tespit edilmiştir. Örneğin, Kanada 2013 yılında 1 sentlik madeni paraların üretimini durdurmuş; Avustralya, Finlandiya ve İsveç gibi ülkeler ise düşük değerli madeni paraları yıllar önce tedavülden kaldırmıştır.
ABD’nin 1 sent üretimini durdurma kararı
Maliyet-fayda analizi yapan ülkeler arasına son olarak ise Amerika Birleşik Devletleri katılmıştır. ABD Başkanı Donald Trump’ın israf gerekçesiyle Hazine Bakanlığı’na madeni para üretimini durdurma yönünde verdiği talimat doğrultusunda, yetkililer 2025 yılı mayıs ayında son kez 1 sent siparişi verildiğini ve bu paranın üretiminin sona erdirileceğini açıklamıştır.
1 sentlik madeni paranın üretim maliyetinin yaklaşık 3,7 sent olduğunu ifade eden Darphane yetkilileri, alınan bu kararla birlikte Hazine’nin yıllık yaklaşık 56 milyon dolar tasarruf edeceğini aktarmıştır.
Türkiye’deki madeni para üretimi
Türkiye’de de düşük değerli madeni para üretiminde belirgin bir azalma yaşandığı görülmektedir. Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü verilerine göre 2013 yılında 50 milyonun üzerinde basımı gerçekleştirilen 1 kuruşluk para birimlerinin üretimi 2024 yılında 676 bin düzeyinde kalmıştır.
Benzer şekilde 2024 yılında 5 ve 10 kuruşluk madeni paraların üretimi de sınırlı sayıda gerçekleşmiş, 25 kuruş üretimi ise hiç yapılmamıştır.
2025 yılından itibaren Darphane’nin 1 TL’nin altındaki madeni paraların basımını büyük ölçüde askıya aldığı görülmüştür. Buna göre Darphane, 2025 yılının ocak ayında üretilen 84 bin adet 50 kuruş dışında yıl boyunca 1, 5, 10, 25 ve 50 kuruş üretimi gerçekleştirmemiştir.
Kaynak: Darphane
Kuruşsuz hayatın avantajları
Madeni para üretiminin azalması, yalnızca Darphane faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesiyle sınırlı kalmayıp, makroekonomik dengelerden bireysel ödeme alışkanlıklarına kadar geniş bir etki alanı yaratmaktadır. Bu dönüşüm, maliyetlerin düşürülmesinin ötesinde ülkelerin dijital ekonomi stratejileriyle de doğrudan ilişkilidir.
Kamu harcamalarında tasarruf
Düşük nominal değerli madeni paraların üretiminin durdurulması ilk olarak kamu bütçesinde anlamlı tasarruflar yaratmaktadır. Üretim sürecinde kullanılan metal, enerji, işçilik ve lojistik giderlerinin ortadan kalkmasıyla birlikte devletler bu kaynakları daha verimli alanlara yönlendirme imkânına sahip olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yalnızca 1 sentin üretiminden vazgeçilmesiyle yıllık yaklaşık 56 milyon dolar tasarruf sağlanması bu durumun somut bir örneğini oluşturmaktadır. Türkiye’de de benzer şekilde, düşük değerli birimlerin üretimden kaldırılmasıyla önemli bir maliyet yükünden kaçınılmış olmaktadır.
Dijitalleşme ve nakit dolaşımında dönüşüm
Fiziksel paranın dolaşımdaki payının azalması, ekonomilerin giderek daha fazla dijital ödeme sistemlerine yönelmesini de beraberinde getirmektedir. Bu değişim, hem işletmelerin hem de tüketicilerin nakit taşımaya olan ihtiyacını azaltarak işlem verimliliğini artırmaktadır. Bu çerçevede, madeni para arzının azaltılması dolaylı yoldan dijital ödeme altyapılarına yapılan yatırımları da teşvik etmektedir.
Para politikası ve izlenebilirlik
Madeni paraların kullanımının azalması, para politikalarının uygulanabilirliği açısından da bazı avantajlar sunmaktadır. Dijital ödemelerin izlenebilir olması, kayıt dışı ekonominin daraltılmasına katkı sağlamakta ve vergi tahsilatını güçlendirmektedir. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ekonomilerde mali disiplinin sağlanması açısından önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır. Öte yandan fiziksel paranın işlevsel rolünün giderek azalması, merkez bankalarının dijital para birimlerine (CBDC) yönelmesine de destek olmaktadır.

Kuruşsuz hayatın getirdiği riskler
Parasal yuvarlama
Düşük değerli madeni paraların üretimden kaldırılmasının getirdiği avantajların yanında bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Buna göre, fiziksel olarak mevcut olmayan kuruşların ödeme sistemlerinden çıkarılması, perakende düzeyde fiyatlandırma ve ödeme işlemlerinde çeşitli riskleri beraberinde getirmektedir.
Madeni para üretiminin durdurulması, market ve perakende zincirlerinde ödeme sırasında tutarların yukarı yuvarlanması riskini artırmaktadır. Özellikle toplam alışveriş tutarlarının son hanesinde yer alan kuruşlar, fiziksel karşılığı olmadığında genellikle işletme lehine olacak şekilde yukarı yuvarlanmaktadır. Bu durum ise uzun vadede tüketici aleyhine birikimli kayıplara neden olabilmektedir. Tekil işlemler bazında küçük gibi görünen farklar, büyük ölçekli perakende akışlarında ciddi tutarlara ulaşabilmektedir. Tutarın ekonomi içerisindeki payının göz ardı edilememesi de pek çok FinTech girişiminin bu alanda çözüm arayışına girmesine yol açmıştır.
Enflasyon algısı ve veri sapmaları
Yuvarlama alışkanlıkları enflasyonla mücadelede de önemli bir duvar oluşturmaktadır.
Fiyatlandırmada sıkça kullanılan psikolojik sınırlar örneğin 9,99 TL gibi rakamlar, madeni paraların tedavülden kaldırılmasıyla birlikte işlevini yitirmeye, bu durum ise tüketici algısında enflasyon hissinin güçlenmesine yol açmaktadır.
Yuvarlama nedeniyle fiyatlar yukarı yönlü hareket ettikçe, bu durum enflasyon ölçümlerinde de sorunlara yol açabilmektedir. Özellikle düşük harcama gruplarının yoğun kullandığı temel tüketim ürünlerinde bu tür kaymalar, tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) ölçülen veriler ile halkın hissettiği enflasyon arasındaki farkın artmasına yol açmaktadır.
Sürdürülebilir geçiş ihtiyacı artıyor
Özetle madeni para üretiminin azalması, sadece bir maliyet unsuru olarak değil aynı zamanda küresel finansal mimaride yaşanan yapısal dönüşümün önemli bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde düşük değerli madeni paraların tedavülden kaldırılması, kamu maliyesinde verimliliği artırmakla kalmamakta aynı zamanda dijitalleşmenin ivme kazandığı yeni bir ekonomik düzene geçişin habercisi olmaktadır.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve para politikalarının etkinliği açısından önemli fırsatlar sunan düşük değerli madeni paraların üretiminin kısıtlanması, olumlu etkileri kadar dikkatle yönetilmesi gereken riskleri de bünyesinde bulunmaktadır.
Bu süreçte tüketici haklarının korunması, fiyatlandırma davranışlarının şeffaf biçimde düzenlenmesi ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi, sürdürülebilir bir geçişin temel unsurları olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1 kuruş neden basılmıyor?
1 kuruşun üretim maliyeti, nominal değerini aşmaya başladığı için ekonomik açıdan sürdürülemez hale gelmiştir. Bu nedenle Türkiye’de 2025 yılı itibarıyla 1 kuruşun basımı büyük ölçüde durdurulmuştur. Mevcut 1 kuruşlar ise tedavülde kalmaya devam etmektedir.
5 ve 10 kuruş tedavülden kalktı mı?
Hayır, 5 ve 10 kuruşluk madeni paralar henüz resmi olarak tedavülden kaldırılmamıştır. Ancak 2025 yılı itibarıyla bu paraların yeni üretimi gerçekleştirilmemiştir.
Madeni paraların tamamen kalkması mümkün mü?
Gelişen dijital ödeme sistemleri ve merkez bankası dijital para birimi (CBDC) çalışmaları ile birlikte madeni paraların işlevi giderek azalmaktadır. Ancak tamamen kaldırılmaları, dijital altyapının tüm kesimler için erişilebilir hâle gelmesine bağlı olacaktır.
Yuvarlama uygulamaları yasal mı?
Yuvarlama uygulamaları, resmi düzenlemelere bağlı olmadan işletmelerin inisiyatifinde gerçekleşebilmektedir. Tüketici aleyhine sürekli yukarı yönlü yuvarlamalar, yasal değildir. Tüketiciler böyle bir uygulama ile karşılaştığında yasal haklarının takipçisi olmalıdır.
Dijital Türk lirası, madeni paraların yerini alabilir mi?
Dijital Türk Lirası henüz pilot aşamadadır. Dijital para birimlerinin geliştirilmesi, uzun vadede fiziki paraların yerini alabilecek yeni ödeme araçlarının temelini oluşturmaktadır.

İlgili Makaleler

Merkez bankaları neden faiz artırır? Faiz artışları ekonomiyi nasıl etkiler?

7 maddede altın neden yükselir?
