GSYİH nedir? Nasıl hesaplanır?

Okuma Süresi: 12 Dakika
Doviz.com
08.01.2023 18:30

Stratejik karar alma süreçlerinde politika yapıcılar, işletmeler ve yatırımcılar sık sık makroekonomik faktörleri incerler. Bu faktörler mevcut durumun görülmesini kolaylaştırdığı gibi dönem dönem yol gösterici bir özelliğe de sahiptir.

Makroekonomik faktörlerden GSYİH verisi ise ulusal başarının önemli bir ölçütü olarak görülür. Bu özelliğinin dışında GSYİH verisi ekonomik büyümenin de bir ölçütüdür.

Bu sebeple ülke ekonomisinde üretilen mal ve hizmetlerin toplam değerindeki artışı yansıtan büyüme kavramı, devletlerin birincil hedefi olduğu gibi yatırımcılar ve işletmeler içinde fiyatlamalar üzerinde etkili olması sebebiyle oldukça önemlidir. 

Bu sebeple yazımızın devamında “Gayrisafi Yurt İçi Hasıla nedir?”, “GSYİH'nin tarihçesi”, "GSYİH’nin başlıca özelikleri nelerdir?”, “GSYİH nasıl hesaplanır?”, “GSYİH türleri nelerdir?”, “GSYİH enflasyondan etkilenir mi?”, “GSYİH verileri piyasaları nasıl etkiler?”, “GSYİH'nin eksik yanları nelerdir?”, “Diğer büyüme kavramları nelerdir?” gibi soruları yanıtlayacağız.

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla nedir?

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla, bir ülkenin ekonomik refah durumunu ölçmeyi amaçlayan makroekonomik bir faktördür.

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH), belirli bir zaman diliminde bir ülke sınırları içinde üretilen tüm mal ve hizmetlerin toplam piyasa değerini yansıtır. Ancak, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın tanımı farklı şekillerde de yapılabilir. Literatürde, ülkedeki üretici konumunda yer alan kişilerin mal veya hizmetlerinin parasal karşılığını ele alan gösterge olarak da tanımlanmıştır.

Buna göre, yabancıların yurt içinde üretmiş olduğu mal ve hizmetler de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla verisinin içinde yer alır. 

GSYİH genellikle aylık, üç aylık ve yıllık periyotlarda hesaplanır.

Genel olarak daha yüksek GSYİH'ye sahip ülkelerin, kendi içlerinde daha fazla miktarda mal ve hizmet ürettiği ve bu sebeple daha yüksek bir yaşam standardına sahip olduğu söylenebilir. Ancak karşılaştırmanın sadece rakamlar üzerinden yapılması yanıltıcı olacaktır. Daha derin bilgiler sağlamak amacıyla enflasyon ve nüfusa göre de ayarlamalar yapılmalıdır.

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın hesaplamaları ise farklı metotlarla yapılabilir.

GSYİH'nin tarihçesi

GSYİH kavramı ilk kez 1937 yılında Büyük Buhran'a tepki olarak ABD Kongresi'ne sunulan bir raporda önerilmiş ve Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu'nda (NBER) çalışan bir ekonomist olan Simon Kuznets tarafından tasarlanmıştır.

O dönemde önde gelen ölçüm sistemi GSMH iken 1944'teki Bretton Woods konferansından sonra ulusal ekonomilerin performansını ölçmek için GSYİH yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri 1991 yılına kadar GSMH'yi resmi ekonomik refah ölçüsü olarak kullanmaya devam etmiş, bu tarihten sonra GSYİH'ye geçiş yapmıştır.

ABD’nin bu ölçümü geç benimsemesinin temel sebebi ise 1950'lerden itibaren bazı ekonomist ve politika yapıcıların GSYİH'ye getirdiği yoğun eleştiriler olmuştur. 

Ancak bazı ekonomistler sağlık, mutluluk, eşitlik ve kamu refahının diğer kurucu faktörlerini hesaba katmamasına rağmen GSYİH'yi bir ulusun başarısının mutlak bir göstergesi olarak kabul edilmesi gerekliliğini savunmuş ve ABD 1991 yılı sonrasında resmi ekonomik refah ölçüsü olarak Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'yı kullanmaya başlamıştır.

GSYİH’nin başlıca özelikleri nelerdir?

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla üzerinde etkinliğin artırılması için bazı değişiklikler yapılabilse de temel olarak belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Bu özelliklerin başlıcaları şunlardır:

1. GSYİH, ekonomideki tüm aktiviteleri (tüm mal ve hizmetler) içerir. 

2. GSYİH hesaplanırken, üretilen nihai mal ve hizmetlerin hesaba katılır. Ara mallar hesaba katılmamıştır. 

3. GSYİH hesaplanırken, yalnızca o hesap dönemindeki üretilen mal ve hizmetler hesaplamaya dahil edilir.

4. GSYİH bir ülkenin sınırları içerisinde üretilen mal ve hizmetleri kapsar. Yabancıların ülke sınırları içinde ürettiği mal ve hizmetler bu hesaplamalara dahilken, yurt dışında yerlilerin ürettiği mal ve hizmetler bu ölçüme dahil edilmemiştir.

5. GSYİH belirli bir zaman periyodu (ay, üç ay ya da bir yıl) baz alınarak ölçülür.

GSYİH nasıl hesaplanır?

GSYİH genel olarak üç temel yöntemle belirlenir. Bu üç yöntem harcama yaklaşımı, üretim (çıktı) yaklaşımı ve gelir yaklaşımı olarak adlandırılır.

1. Harcama yaklaşımı

Harcama yaklaşımı olarak bu yaklaşımda, ekonomiye katılan farklı grupların harcamaları hesaplanır. Bu yaklaşım aşağıdaki formül kullanılarak bulunur:

GSYİH=C+G+I+NX (X-M) 

*(C=Tüketim, G=Devlet harcamaları, I=Yatırım, NX=Net ihracat, X=İhracat Gelirleri, M=İthalat Harcamaları)

Harcama yaklaşımında kullanılan tüm bu faaliyetler bir ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sına doğrudan katkıda bulunur. 

Bu yaklaşımda kullanılan tüketim, özel tüketim harcamalarını veya tüketici harcamalarını ifade ederken; tüketici harcamaları GSYİH'nin en büyük bileşenidir. Dolayısıyla tüketici güveninin ekonomik büyüme üzerinde önemli bir katalizör olduğu söylenebilir. Ayrıca, yüksek güven seviyesi tüketicilerin harcama yapmaya istekli olduğunu gösterirken, düşük güven seviyesi gelecekle ilgili belirsizliğe ve harcama yapma isteksizliğine işaret eder.

Harcamalar ise devletlerin ekipman, altyapı ve brüt yatırımlarını ifade eder. Tüketici harcamaları ve iş yatırımları keskin bir düşüş gösterdiğinde, kamu harcamaları bir ülkenin GSYİH'sinin diğer bileşenlerine göre daha önemli hale gelebilir. (Bu durum genellikle bir resesyon döneminin ardından meydana gelir.)

Yatırımlar ise özel yurt içi yatırımları veya sermaye harcamalarını ifade eder. Örneğin, burada bir işletmenin makine yatırımı yapmasının bir ekonominin üretken kapasitesini artırdığı ve istihdam seviyesini yükselttiği gerekçesiyle GSYİH için kritik bir bileşen olduğu söylenebilir.

Net ihracat ise toplam ihracattan toplam ithalatın çıkarılmasıyla bulunur. Başka bir deyişle, bir ekonominin ürettiği ve diğer ülkelere ihraç ettiği mal ve hizmetlerden, yerli tüketiciler tarafından satın alınan ithalatın düşülmesiyle bulunur.

Belirli bir ülkede yerleşik şirketlerin tüm harcamaları, yabancı şirket olsalar bile bu hesaplamaya dahil edilir.

2. Üretim (çıktı) yaklaşımı

Üretim yaklaşımı esasen harcama yaklaşımının tam tersidir. Üretim yaklaşımı, ekonomik faaliyetlere katkıda bulunan girdi maliyetlerini ölçmek yerine, ekonomik çıktının toplam değerini ölçer. Ancak süreçte tüketilen ara malların (malzeme ve hizmetler gibi) maliyeti hesaplamaya dahil edilmeden, bunun yerine yaratılan katma değer hesaplamaya dahil edilir.

*Katma değer, bir malın piyasa değeri ile bu malın üretim sürecinde kullanılan girdilerin değeri arasındaki farktır.

GSYİH = P x Q

*(P = Mal ve hizmet fiyatı, Q = Mal veya hizmetin miktarı) 

3. Gelir yaklaşımı

Gelir yaklaşımı, nihai mal ve hizmetleri üretirken üretim faktörleri tarafından elde edilen gelirleri ölçen GSYİH hesaplama metodudur. 

Burada emek, toprak, sermaye, girişimcilik olarak sıralanan üretim faktörlerinden kazanılan ücret, rant, kâr ve faiz gelirleri toplanır. Bir diğer ifadeyle, GSYİH’nin gelir yaklaşımı ile hesaplanması bir ekonomide ekonomik faaliyetler sonucu elde edilen gelirlerin toplanması suretiyle bulunur. Buna ek olarak, işletmelerin kullanımla birlikte yıpranma eğilimi gösteren ekipmanların değiştirilmesini hesaba katmak için ayırdıkları bir rezerv olan amortisman da milli gelire eklenir. Tüm bunlar birleşince bir ulusun gelirini oluşturur.

Özet olarak gelir yaklaşımında şu formül kullanılır:

GSYİH = W + P + I + R + D + IT - S 

(W=Ücret, P=Kâr, I=Faiz, R=Rant, D=Amortisman, IT=Dolaylı Vergiler, S=Sübvansiyonlar) 

*Amortisman: Üretim süreci içinde, makine ve teçhizat başta olmak üzere, daha önceki dönemlerde gerçekleştirilen yatırımlarla oluşturulan sermaye zaman içinde belli bir yıpranmaya uğrar ve değeri azalır. Sermayede yıpranma nedeniyle dönemler itibariyle ortaya çıkan bu değer kaybına amortisman (aşınma payı veya yıpranma payı) adı verilir.

GSYİH türleri nelerdir?

GSYİH, her biri farklı bilgiler sağlayan çeşitli şekillerde raporlanabilir. Bu raporlamalarda fiyat değişimlerinden arındırılarak açıklanan büyümeye reel büyüme, fiyat artışları da dahil edilerek hesaplanan büyümeye ise nominal büyüme denir.

Nominal GSYİH

Nominal GSYİH, bir ekonomideki ekonomik üretimin, hesaplamasına cari fiyatları da dahil eden bir değerlendirmedir. Başka bir deyişle, büyüme rakamını artırabilecek enflasyon veya fiyat artış hızı hesaplamadan çıkarılmamaktadır.

Nominal GSYİH'de sayılan tüm mal ve hizmetler, bu mal ve hizmetlerin o yıl içinde fiilen satıldığı fiyatlarla değerlendirilir. Nominal GSYİH verisi ayrıca ülkelerin verilerinin kıyaslanabilir olması için ABD doları cinsinden değerlendirilir.

Reel GSYİH

Reel GSYİH, enflasyonun veya deflasyonun etkisini zaman içinde üretimdeki eğilimden ayırmak için fiyatların yıldan yıla sabit tutulduğu, belirli bir yılda bir ekonomi tarafından üretilen mal ve hizmet sayısını yansıtan enflasyona göre düzeltilmiş bir ölçüdür. 

Yükselen fiyatlar bir ülkenin GSYİH'sini artırma eğilimindedir ancak bu durum üretilen mal ve hizmetlerin miktarında veya kalitesinde herhangi bir değişikliği yansıtmak zorunda değildir. 

Örneğin bir ekonomide 1 yıl içerisinde 10 adet araç üretildiğini ve bu araçların her birinin değerinin 100.000 TL olduğunu varsayalım, bu durumda GSYİH 1.000.000 TL olur. Bir sonraki yıl toplam üretilen araç adedi değişmez ancak araç fiyatı 110.000 TL'ye çıkarsa, ekonominin nominal olarak %10 büyüdüğü söylenebilir ancak reel olarak büyüme söz konusu olmamış olur.

Bu nedenle sadece bir ekonominin nominal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sına bakarak, rakamın üretimde gerçek bir genişleme nedeniyle mi yoksa sadece fiyatlar yükseldiği için mi arttığını söylemek zor olabilir. Bu sebeple, iki veya daha fazla yılın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sı karşılaştırılırken reel GSYİH kullanılır.

Diyelim ki bir ülkenin 2012 yılında 100 milyar dolar nominal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sı vardı. 2022 yılına gelindiğinde nominal GSYİH 150 milyar dolara çıktı. Fiyatlar da aynı dönemde %100 artmıştır. Bu örnekte, yalnızca nominal GSYİH'ye bakarsanız, ülke ekonomisinin iyi bir performans sergilediğini görürsünüz. Ancak, reel GSYİH bu süre zarfında ekonomik performansta genel bir düşüş yaşandığını ortaya koyacaktır.

Ekonomistler ise bir ekonominin reel GSYİH'sine ulaşmak için enflasyonu ayarlayan bir yılı baz yıl olarak adlandırarak, bu yılı referans kabul eder ve fiyat seviyelerini bunun etrafında ayarlar. Bu ise enflasyonun etkisinin daha net ölçülerek, gerçek bir büyüme olup olmadığını görmeyi ve daha doğru sonuçlar almayı mümkün kılar.

GSYİH enflasyonu etkiler mi?

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla türlerinin enflasyona göre hesaplanmasından bahsetmiştik. Peki ekonomik büyüme verisi enflasyonu nasıl etkiler?

Yüksek bir GSYİH verisinin enflasyonda artışa neden olması beklenebilir. Çünkü, ekonomik refahın arttığı dönemlerde, büyüyen ekonomiyi karşılamak için düşük işsizlik, ücret artışı ve artan iş gücü talebi oluşacaktır. Bu faktörler ise insanların satın alma gücünde artışa neden olur. Bu da mal ve hizmetlere olan talebin artmasına yol açar. Sonuç olarak ise enflasyon yükselmiş olur.

Enflasyon yükseldiğinde ise parasal değerin azalması nedeniyle insanlar daha fazla para harcar. Bu da kısa vadede GSYİH'de daha fazla artışa neden olur.

Ancak, enflasyon ve GSYİH büyümesi arasındaki hassas dengenin kurulması istikrarlı bir ekonomik ortamın oluşması için zorunludur.

GSYİH verisi piyasaları nasıl etkiler?

Genellikle ekonominin büyüme beklentisinde olduğu dönemlerde şirketlerin toplam çıktısının artacağı düşünüldüğünden borsalarda bundan olumlu etkilenir.

Ancak, GSYİH'nin piyasaya etkisi genellikle sınırlıdır. Çünkü bu veriler geçmişe dönük verilerdir. Yani, verilerin açıklandığı dönem ile büyümenin gerçekleştiği zaman arasında önemli bir zaman farkı vardır. Bu da etkinin sınırlı kalmasına sebep olur.

Ancak, gerçek rakamların beklentilerden önemli ölçüde farklı olması halinde GSYİH verileri piyasalar üzerinde yeni beklentiler yaratarak etkili olabilir.

Ayrıca, GSYİH ekonominin sağlığı ve büyümesi hakkında doğrudan bir gösterge sunduğundan, işletmeler GSYİH'yi iş stratejileri için bir rehber olarak kullanabilir. 

Yalnız işletmeler değil, merkez bankaları da ne tür para politikaları uygulayacaklarını belirlerken karar alma süreçlerinin bir parçası olarak büyüme oranını ve diğer GSYİH istatistiklerini kullanırlar. Burada, büyüme oranı yavaşlıyorsa ekonomiyi canlandırmak için genişletici bir para politikası uygulanabilirken, büyüme oranı güçlü ise enflasyonu önlemek için para politikası araçları ekonomiyi yavaşlatmak için kullanılabilir.

Yatırımcılar ise bu veriyi karar verme eğilimleri için bir çerçeve sağlaması sebebiyle yakından izlerler. Farklı ülkelerin GSYİH büyüme oranlarının karşılaştırılması, yurt dışında hızlı büyüyen ekonomilere yatırım yapılıp yapılmayacağına ve yapılacaksa hangilerine yapılacağına ilişkin kararlara yardımcı olarak varlık dağılımında da önemli bir rol oynar.

Yatırımcılar ayrıca bir hisse senedi piyasasının değerlemesini anlamak için toplam piyasa değerini GSYİH'ye oranlayabilir ve yüzdesel olarak bu veriyi takip edebilir.

Farklı sektörlerdeki hisse senetlerinin çok farklı fiyat-satış oranlarında işlem görmesi gibi, farklı uluslar da farklı piyasa değeri/GSYİH oranlarından işlem görürler. Bu kıyaslamanın yapılması ise belirli bir ülke için tarihsel kıyaslama yapılmasına imkan tanır. Örnek olarak, ABD'nin 2006 yılı sonunda %142 olan piyasa değeri/GSYİH oranı 2008 yılı sonunda %79'a düşmüştür.

Bu sebeplerle ekonomistler, analistler, yatırımcılar ve politika yapıcılar tarafından takip edilmekte ve tartışılmakta olan bu verinin yukarıda belirtildiği gibi piyasalar üzerinde sınırlı bir etkisi olsa da, tüm finans ekosisteminin yakın takibinde olması sebebiyle her zaman piyasaları hareketlendirme potansiyeli de vardır.

GSYİH'nin eksik yanları nelerdir?

GSYİH'nin tek bir gösterge olarak incelenmesi durumunda ise bilgiler üzerinde bazı eksiklikler ortaya çıkacaktır. 

Bunların temelinde zamansallık gelir. Zamansallığa ek olarak GSYİH'nin tek başına kullanılamamasına gerekçe olarak şunlar sunulmuştur:

Kayıt dışı veya kayıt altına alınmamış ekonomik faaliyetlerin değerini göz ardı etmesi. 

GSYİH kayıtlı işlemlere ve resmi verilere dayanır. Bu nedenle kayıt dışı ekonomik faaliyetin boyutunu dikkate almaz. GSYİH, bazı ülkelerde önemli olabilen merdiven altı istihdamın, yeraltı piyasası faaliyetlerinin veya karşılıksız gönüllü çalışmanın değerini hesaba katmaz.

Küresel olarak açık bir ekonomide coğrafi olarak sınırlıdır. 

GSYİH, bir ülkede denizaşırı şirketler tarafından kazanılan ve yabancı yatırımcılara geri gönderilen karları hesaba katmaz. Bu da bir ülkenin gerçek ekonomik çıktısını olduğundan farklı gösterebilir.

Genel refahı dikkate almadan maddi çıktıyı vurgular. 

Yukarıda da belirtildiği gibi, GSYİH büyümesi tek başına bir ülkenin kalkınmasını veya vatandaşlarının refahını ölçemez. Bazen bir ülkenin hızlı bir GSYİH büyümesi sergilemesi, çevresel etki ve gelir eşitsizliğindeki artışa sebep olarak, topluma önemli bir maliyette yükleyebilir.

İşletmeler arası faaliyetleri göz ardı eder.

GSYİH yalnızca nihai mal üretimini ve yeni sermaye yatırımını dikkate alır. Ara harcamalar ve işletmelerin kendi aralarındaki işlemler dışarıda bırakılır. Bu ise işletmeler arası faaliyetleri içeren ekonomik dalgalanmaların görülmesini zorlaştırır.

Maliyetleri ve israfı ekonomik fayda olarak sayar.

GSYİH, tüm nihai özel ve kamu harcamalarını, gerçekten üretken veya karlı olup olmadıklarına bakılmaksızın, toplum için gelir ve çıktıya yapılan eklemeler olarak sayar. Bu, açıkça üretken olmayan ve hatta yıkıcı faaliyetlerin rutin olarak ekonomik çıktı olarak sayıldığı ve GSYİH'deki büyümeye katkıda bulunduğu anlamına gelir. 

GSYİH etkinliğini artırmak için neler yapılabilir?

Bir ülkenin GSYİH'si ekonominin büyüklüğünü ortaya koyar ancak o ülkedeki yaşam standardı hakkında çok az bilgi verir. Bunun en önemli nedeni, nüfus büyüklüğü ve yaşam maliyetinin dünya genelinde tutarlı olmamasıdır.

Örneğin, Çin'in nominal GSYİH'sini İrlanda'nın nominal GSYİH'si ile karşılaştırmak, bu ülkelerdeki yaşam gerçekleri hakkında çok anlamlı bilgiler sağlamayacaktır çünkü Çin, İrlanda'nın yaklaşık 300 katı nüfusa sahiptir.

Bu sorunu çözmeye yardımcı olmak için istatistikçiler bazen ülkeler arasında kişi başına düşen GSYİH'yi karşılaştırırlar. Kişi başına düşen GSYİH, bir ülkenin toplam GSYİH'sinin nüfusuna bölünmesiyle hesaplanırken, bu rakam sıklıkla ülkenin yaşam standardını değerlendirmek için kullanılır. Ancak bu durumda da bu veri hala büyük ölçüde kusurludur.

Çin'in kişi başına düşen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sının 1.500 dolar olduğunu, İrlanda'nın kişi başına düşen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'sının ise 15.000 dolar olduğunu varsayalım. Bu durum, ortalama bir İrlandalının ortalama bir Çinliden 10 kat daha iyi durumda olduğu anlamına gelmez. Çünkü kişi başına düşen GSYİH, bir ülkede yaşamanın ne kadar pahalı olduğunu hesaba katmaz.

Bu sorun ise döviz kuruna göre ayarlanmış ve farklı ülkelerde ne kadar mal ve hizmet satın alabileceği hesaplanarak çözüme kavuşturulabilir. Aslında bir ürün iki ülke arasındaki döviz kuruna göre ayarlandıktan sonra ürünün veya ürün sepetinin iki ülkedeki fiyatı karşılaştırIılır.

Satın alma gücü paritesine göre ayarlanmış reel kişi başına düşen GSYİH, refahın önemli bir unsuru olan gerçek geliri ölçmek için oldukça isabetli bir istatistik olacaktır. 

Bu sebeple sadece GSYİH verisine odaklanmak yerine nominal ve reel GSYİH rakamları incelenmeli, kişi başına düşen GSYİH verisi diğer ülkelerle kıyaslanmalı ve buna uygun olarak bir stratejik yol haritası çıkarılmalıdır. 

Diğer büyüme kavramları nelerdir?

GSYİH yaygın olarak kullanılan bir ölçüt olsa da, bir ülkenin ekonomik büyümesini ölçmenin başka yolları da vardır. 

GSYİH bir ülkenin fiziki sınırları içindeki ekonomik faaliyetleri ölçerken, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) yurt dışında yerleşik olanlar da dahil olmak üzere bir ülkenin yerlisi olan kişi veya şirketlerin toplam üretiminin bir ölçümüdür. GSMH, yurt içinde yabancılar tarafından yapılan yurt içi üretimi de hariç tutar.

Bu yönüyle bakıldığında Gayrisafi Milli Hasıla, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'dan yabancı vatandaşların elde ettiği gelirlerin çıkarılıp ülke vatandaşlarının yurt dışından elde ettikleri gelirlerin eklenmesiyle hesaplanır. GSYİH’e göre bu yöntem ise daha az kullanılmaktadır.

İlgili Makaleler

REKLAMI KAPAT X