
Şirketlerin hisse senetlerinin alınıp satıldığı, ekonomik faaliyetlerin ve yatırımcı davranışlarının bir aynası niteliğinde olan borsalar, küresel ekonomik gelişmelerden siyasi olaylara, şirket performanslarından yatırımcı psikolojisine kadar pek çok faktörden etkilenir.
Borsadaki düşüşler genellikle ekonomik belirsizlikler, politik istikrarsızlıklar veya küresel krizler gibi makroekonomik faktörlerle tetiklenebilir. Fakat bu düşüşler, her zaman olumsuz bir durum olarak algılanmamalıdır. Tarih boyunca pek çok çöküş uzun vadede bilinçli yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratmıştır.
Bu makalede de borsadaki düşüşlerin nedenlerini, etkilerini ve yatırımcılar için sunduğu fırsatları ele alacak tarihteki önemli borsa düşüşlerinden örnekler vererek benzer durumlarda nasıl stratejiler izlenebileceğini inceleyeceğiz.
Borsalar neden düşer?
Borsadaki düşüşler, genellikle bir dizi karmaşık ve birbiriyle bağlantılı faktörden kaynaklanmaktadır.
Borsadaki düşüşlerin temel sebeplerinden biri ekonomik göstergelerdir. Buna göre artan faiz oranları, şirketlerin borçlanma maliyetlerini yükselterek kârlılıklarını düşürmekte, bu durum da yatırımcıların hisse senetlerine olan ilgisini azaltarak borsalarda düşüşe neden olabilmektedir. Aynı şekilde ekonomik büyümenin yavaşlaması da tüketici harcamalarını ve şirket gelirlerini olumsuz etkileyerek borsalarda güven kaybına ve düşüşlere yol açabilmektedir.
Borsalardaki düşüşlerin ardından yatan bir diğer faktör ise politik istikrarsızlık ve jeopolitik gerilimlerdir. Özellikle seçimler, siyasi krizler veya hükümet değişiklikleri, yatırımcıların geleceğe dair belirsizlik hissetmesine neden olarak yatırımların ertelenmesine veya piyasalardan çekilmesine yol açmaktadır. Uluslararası çatışmalar veya ticaret savaşları gibi jeopolitik olaylar da küresel tedarik zincirlerini olumsuz etkilemektedir. Örneğin, ülkeler arasında yaşanan ticaret anlaşmazlıkları, şirketlerin maliyetlerini artırarak borsalarda düşüşe neden olabilmekte ve yalnızca yerel piyasaları değil küresel borsalar üzerinde baskı oluşmasına yol açmaktadır.
Piyasa psikolojisi ve yatırımcı davranışları da borsalardaki dalgalanmaların önemli bir parçasıdır. Yatırımcılar, genellikle piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmelere karşı duygusal tepkiler vermektedir. Özellikle korku ve belirsizliğin arttığı dönemlerde yatırımcıların hisse senetlerini hızla satması, borsalardaki düşüşlerin derinleşmesine neden olmaktadır. Sürü davranışı olarak adlandırılan bu fenomen, yatırımcıların diğer yatırımcıların davranışlarını takip ederek benzer kararlar almasıyla etki alanını büyütmektedir.
Borsadaki düşüşlerin ekonomiye etkisi
Borsadaki düşüşlerin etkileri incelendiğinde ise yalnızca hisse senetlerinin değer kaybetmediği, ekonomik sistemin birçok farklı alanının da etkilendiği görülmektedir. Bu etkiler, bireysel yatırımcılardan şirketlere hatta genel ekonomiye kadar geniş bir yelpazede kendini göstermektedir.
Bireysel yatırımcılar açısından borsa düşüşleri, özellikle kısa vadeli yatırım stratejisi izleyenler için ciddi kayıplara neden olabilmektedir. Yatırımcıların psikolojisini de olumsuz etkileyen borsa düşüşleri, yatırımcıların piyasalardan çekilmesine ve daha temkinli davranmasına sebep olabilmektedir. Bu da piyasalardaki likiditeyi azaltarak düşüşlerin daha da derinleşmesine yol açabilmektedir.
Genel ekonomi üzerindeki etkiler ise daha geniş kapsamlıdır. Tüketici harcamalarındaki düşüşü tetikleyen borsa gerilemeleri, özellikle perakende ve hizmet sektörlerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Bankacılık sektörünü de olumsuz etkileyen borsa düşüşleri, bankaların teminatlarını zayıflatırken kredi verme kapasitelerini sınırlamaktadır. Bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatarak işsizlik oranlarını artırmaktadır.
Tarihteki ünlü borsa düşüşleri
Borsaların tarihi incelendiğinde ise pek çok keskin düşüş yaşandığı görülmüştür. Bu düşüşler, genellikle ekonomik krizler, finansal balonların patlaması veya politika değişiklikleri gibi faktörlerle tetiklenmiştir. Bu düşüşlerden bazıları ise şöyle listelenmiştir:
1. Resesyon tedirginlikleri (1980)
1980'lerin başında, ABD ekonomisi yüksek enflasyon ve ekonomik durgunlukla mücadele ediyordu. Federal Rezerv (Fed) Başkanı Paul Volcker, enflasyonu kontrol altına almak için agresif bir para politikası izledi. 1981 yılında federal fon oranı yüzde 19'un üzerine çıkarıldı. Bu sıkı para politikası, ekonomik daralmaya ve borsalarda dalgalanmalara neden oldu.
2. Dot-Com Balonunun Patlaması (2000-2002)
1990'ların sonunda internet şirketlerine yönelik aşırı iyimserlik, dot-com balonunu yarattı. Bu dönemde, henüz kâr etmeyen birçok teknoloji şirketi, aşırı değerlenmiş hisse fiyatlarıyla işlem görüyordu. Ancak, Fed'in 1999-2000 yılları arasında faiz oranlarını artırmaya başlamasıyla birlikte, bu balon patladı. Dot-com balonunun patlaması, S&P 500'ün zirvesinden yüzde 49 düşüş yaşadığı ikinci en büyük piyasa çöküşünü işaret etti. Amazon, Yahoo ve Qualcomm gibi şirketlerin hisse fiyatları yüzde 80'den fazla düştü. Birçok dot-com şirketi iflas ederken, Amazon gibi bazı şirketler sonraki yıllarda önemli bir toparlanma ve büyüme kaydetti.
3. Küresel Finansal Kriz (2008)
2008 yılında patlak veren küresel finansal kriz ise ABD borsa tarihinin en büyük düşüşlerinden birine sahne oldu. Kriz, altıncı notlu (subprime) ipotek kredilerinin temelini oluşturduğu konut piyasasındaki çöküşle başladı. 1990'ların sonunda hızla büyüyen altıncı notlu ipotek piyasası, 2008 yılında düşük kredi puanına sahip borçluların kredilerini ödeyememesiyle çöktü. Bu durum, 3,1 milyon icra durumuna ve finansal kuruluşların iflasına yol açtı. Citigroup ve AIG gibi dev şirketlerin hisse fiyatları yüzde 90'dan fazla düştü. S&P 500, değerinin yarısından fazlasını kaybetti ve küresel ekonomi derin bir resesyona girdi. Bu kriz ise finansal sistemde köklü reformların yapılmasını zorunlu kıldı.
4. Borsa İstanbul Krizi (2018)
Yurt dışında yaşanan ticaret savaşları, ülkedeki erken seçim gibi olayların negatif etkileri 2018'de Borsa İstanbul'da büyük bir düşüşe neden oldu. Brexit'in izlediği ticaretteki korumacı politikalar, cumhurbaşkanı seçimleri ve 27. dönem milletvekilliği seçimi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının izlediği spekülatif kur değişikleri nedeniyle ekonomi dengesizleşti. BIST bu dönemde yaklaşık %21 oranında düştü.
5. COVID-19 Pandemisi (2020)
2020 yılında meydana gelen COVID-19 pandemisi de küresel çapta ekonomik krize neden oldu. Dünya genelindeki borsalarda keskin düşüşler yaşandı. Avusturya, ABD, Almanya, Kanada ve diğer Avrupa ülkelerinde borsa endeksleri %30’un üzerinde değer kaybetti. 2020'nin son altı aylık dönemi dikkate alındığındaysa Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi de pandemi nedeniyle %30 geriledi.
Düşüşler sonrası borsa nasıl hareket etti?
Aşağıdaki grafik ise Nisan 1947 ile Nisan 2022 arasında S&P 500'deki uzunlukları bir ay ile 1,7 yıl arasında ve şiddetleri %51,9'luk düşüşten %20,6'lık düşüşe kadar değişen 14 ayı piyasası yaşandığını göstermektedir.
İlgili periyotta ortalama ayı piyasası dönemi 11,1 ay sürmüş ve ortalama kümülatif kayıp %31,7 olmuştur.
Bu kayıpların ardından yaşanan boğa piyasası dönemleri ise 4,3 yıl sürmüş ve ortalama kümülatif toplam getiri %149,5 olmuştur.
Kaynak: First Trust Portfolios, L.P. - 1947-2022 yılları arasında S&P 500 ayı piyasası örnekleri grafiği
Borsa düşüşlerinde yatırımcılar ne yapmalı?
Borsa krizleri sırasında paniğe kapılan hissedarlar, kendilerini daha fazla kayıptan korumak için varlıklarını panikle satma eğilimindedir. Ancak, doğru stratejilerle bu dönemler fırsata çevrilebilir. İşte borsa düşüşlerinde yatırımcıların izleyebileceği bazı stratejiler:
1. Panik satışından kaçınılması:
Borsa düşüşlerinde en yaygın hatalardan biri panikle hisse senetlerini satmaktır. Kısa vadeli dalgalanmalar, uzun vadeli yatırım hedeflerini etkilememelidir. Yatırımcılar, piyasadaki düşüşlerin geçici olabileceğini unutmamalı ve soğukkanlılığını korumalıdır. Tarihsel veriler de borsaların uzun vadede toparlanma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
2. Risk yönetiminin ön planda tutulması:
Borsa düşüşlerinde risk yönetimi büyük önem taşır. Yatırımcılar, portföylerini çeşitlendirerek risklerini azaltabilir. Örneğin, farklı sektörlerden ve varlık sınıflarından (hisse senetleri, tahviller, altın vb.) oluşan bir portföy, piyasa dalgalanmalarına karşı daha dirençli olabilir. Ayrıca, stop-loss emirleri kullanarak belirli bir kayıp seviyesinde otomatik satış yapmak, riskleri sınırlamaya yardımcı olabilir.
3. Uzun vadeli yatırım stratejisinin benimsenmesi:
Borsa düşüşleri, kısa vadeli yatırımcılar için zorlu bir dönem olsa da uzun vadeli yatırımcılar için fırsatlar sunabilir. Uzun vadeli bir perspektifle hareket eden yatırımcılar, düşüş dönemlerinde değerli hisse senetlerini uygun fiyatlarla alarak gelecekteki potansiyel kazançları artırabilir. Özellikle temel analiz yaparak sağlam şirketlerin hisselerine yatırım yapmak, uzun vadede kârlılığı artırabilir.
4. Düşük fiyatlardan alım yapılması:
Borsa düşüşleri, kaliteli hisse senetlerini daha düşük fiyatlarla alma fırsatı sunar. Yatırımcılar, bu dönemlerde değerli şirketlerin hisselerini uygun fiyatlarla alarak portföylerini güçlendirebilir. Ancak, bu stratejiyi uygularken şirketlerin temel göstergelerini (kârlılık, borç yapısı, büyüme potansiyeli vb.) dikkatlice analiz etmek önemlidir.
5. Nakit pozisyonunun korunması:
Borsa düşüşlerinde nakit pozisyonunu korumak ise yatırımcılar için önemli bir avantaj sağlar. Nakit pozisyonunu koruyabilen yatırımcılar, piyasa koşullarına göre stratejilerini daha esnek bir şekilde ayarlayabilir.
6. Duygusal kararlardan kaçınılması:
Borsa düşüşlerinde duygusal kararlar vermek de yatırımcılar için büyük riskler oluşturur. Bu nedenle, önceden belirlenmiş bir yatırım planına sadık kalmak önemlidir. Yatırımcılar, hangi koşullarda ne yapacağını önceden belirleyerek duygusal tepkilerin önüne geçebilir.
7. Profesyonel destek alınması:
Borsa düşüşlerinde yatırım kararları alırken profesyonel destek almak faydalı olabilir. Finansal danışmanlar veya portföy yöneticileri, piyasa koşullarını analiz ederek yatırımcılara rehberlik edebilir. Ayrıca, yatırım eğitimleri ve seminerlere katılarak bilgi birikimini artırmak da önemlidir.

Krizi fırsata çevirmek
Özetle borsa düşüşleri, yatırımcılar için stresli ve belirsiz bir dönem olabilir ancak tarih bize her düşüşün ardından bir toparlanmanın geldiğini göstermektedir.
1929 Büyük Buhranı'ndan 2008 Küresel Finansal Krizi'ne hatta 2020 COVID-19 pandemisine kadar yaşanan tüm büyük çöküşler, uzun vadede borsaların yeniden yükselişe geçtiğini kanıtlamaktadır. Bu nedenle, borsa düşüşlerini yalnızca bir kayıp dönemi olarak değil aynı zamanda yeni fırsatların doğduğu bir süreç olarak görmek önemlidir.
Borsa düşüşlerinde başarılı olmanın anahtarı ise soğukkanlılığı korumak, uzun vadeli bir perspektifle hareket etmek ve doğru stratejileri uygulamaktan geçmektedir. Risk yönetimi, portföy çeşitlendirme ve temel analiz gibi yöntemler, yatırımcıların bu zorlu dönemleri daha az zararla atlatmasına yardımcı olabilmektedir.
Bu sebeple yatırımcılar, duygusal kararlar vermek yerine bilinçli ve planlı bir şekilde hareket ederek, bu dönemleri fırsata çevirebilir. Bu süreçte önemli olan temel faktör ise sabırlı ve disiplinli olmaktan geçmektedir.