Sıfır karbon hedefine geçişte Türkiye neden avantajlı konumda?

Okuma Süresi: 3 Dakika
Sıfır karbon hedefine geçişte Türkiye neden avantajlı konumda?
Hamit Alp Ünlü
05.10.2023 15:32

Türkiye, trafikte sıfır karbon salınımı hedefinde "bir geçiş yakıtı olabilecek LPG’li araç sayısının" fazla olması nedeniyle avantajlı bir konumda bulunuyor.

Sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, sıfır karbon hedefine ulaşmak için etkili bir çözüm olarak görülürken; bu geçiş sürecinin ise bir anda olması mümkün görünmüyor ve bu süreçte kademeli bir geçişe ihtiyaç duyuluyor.

Bireysel otomobillerde benzin ve dizel yakıtlı araçların yavaş yavaş terk edilmeye başlanması ise elektrikli ya da hidrojen gibi alternatif ve sürdürülebilir yakıtlarla çalışan otomobillerin sıfır karbon hedefine ulaşmak için gerçekçi ve arzu edilen hedefler olarak ifade ediliyor.

Ancak orta ve uzun vadeli bu hedefe kademeli geçiş döneminde bir alternatif olarak LPG’li (sıvılaştırılmış petrol gazı) araçlar göze çarpıyor.

Türkiye LPG'li araç kullanımında Avrupa’da ilk sırada

Aygaz Genel Müdürü Melih Poyraz’a göre LPG, düşük karbonlu ve temiz bir enerji kaynağı olması sebebiyle, sıfır karbon salımı hedefine varmak için planlanan enerji dönüşüm sürecinde önemli bir geçiş yakıtı olarak yer alıyor.

LPG ile çalışan araçlar, Avrupa’da birçok ülkede rağbet görmese de Türkiye’de en çok rağbet gören araçlar arasında yer alıyor.

LPG’li araçların popülerliğinin ve sayılarının son yıllarda artmaya devam etmesinin en büyük sebeplerinden biri ise LPG’nin Türkiye’de benzin ve dizele kıyasla daha ucuz olması.

Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) 2020 verilerine göre Türkiye’deki araçların yüzde 38’i LPG ile çalışıyor. 2019 verilerine göre ise Türkiye’de en az 4 milyon 661 bin LPG’li otomobil bulunuyor. Türkiye ile diğer Avrupa ülkeleri arasındaki uçurum o kadar büyük ki, ikinci sırada yine Eurostat’ın 2021 verilerine göre yüzde 14’lük LPG’li araç kullanımı ile Polonya ve üçüncü sırada yüzde 6,68 ile İtalya geliyor.

Türkiye ayrıca, benzinli ve dizel otomobillerin popülaritesinin yavaş yavaş azaldığı günümüzde yüzde 24 ile en az benzinli araca sahip ülke konumunda bulunuyor. Türkiye’yi yüzde 26 ile Litvanya ve yüzde 35 ile Fransa izliyor.

Verilere göre en fazla benzinli otomobil ise yüzde 84 ile Hollanda'da bulunuyor. Hollanda’yı yüzde 80 ile Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyet izliyor. Bu ülkelerin ardından yüzde 73,5 ile Finlandiya, yüzde 69,5 ile İsviçre ve yüzde 68,5 ile Danimarka geliyor.

Dünya LPG Birliği'nin düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde enerjiye erişimde yaşanan eşitsizlikler nedeniyle LPG'yi geçiş yakıtı olarak konumlandırdığı bir ortamda Türkiye’deki kullanımın yaygın olması ise ülkemizi Paris Antlaşması ile de taahhüt edilen karbon emisyonunu azaltma konusunda avantajlı bir konuma getiriyor.

Elektrikli araç kullanımı ne düzeyde?

LPG’li araçlar, düşük karbonlu ekonomiye geçiş döneminde bir potansiyel taşısa da nihayetinde varılmak istenen noktalardan biri elektrikle ya da diğer alternatif yöntemlerle çalışan araçlara geçilmesi.

Elektrikli araçların yaygınlaşabilmesi adına, söz konusu araçlara ait altyapı ve bilinçlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi elzemdir. Örneğin, şehir içinde ve otoyollarda uygun noktalara şarj istasyonlarının yerleştirilmesi, elektrikli araçlar kullanımın vergi indirimi gibi teşviklerle desteklenmesi, insanların elektrikli araçların olumlu yönleri konusunda bilgilendirilmesi gibi.

Norveç, sözü edilen çalışmalar adına güzel bir örnek ve Avrupa’da da elektrikli araç kullanımında öncü konumunda. 2019 yılı Mart ayı verilerine göre Norveç trafikte yüzde 50'den fazla elektrikli araç kullanılan ilk ülke oldu ve ülkenin hedefi yüzde 100 elektrikli araç kullanımında sahip ilk ülke olmak. 2025 yılında Norveç yollarında toplam 1,2 milyon elektrikli araç olması hedefleniyor. Ülkelerdeki elektrikli araçların yüzdelik dilime oranı dikkate alındığında Norveç’in ardından sırasıyla İzlanda, İsveç ve Hollanda geliyor.

Norveç ile Türkiye örnekleri elbette ki nüfus, coğrafi yapı, yüzölçümü, kişi başına düşen milli gelir gibi yönlerden kıyaslandığında aynı düzeyde olmayacaktır. Türkiye’nin daha zor bir coğrafyada, daha geniş bir yüzölçümünde, daha kalabalık bir nüfusla ve daha düşük gelir düzeyiyle işi daha zor; fakat iyi bir planlama yapılması ve gerekli adımların atılması ile Türkiye şu andaki avantajlı konumunu kullanarak trafikte karbon salınımını aşağı çekme hedefinde öncü olabilir.

REKLAMI KAPAT X